31 Ocak - 1 Şubat tarihleri futbolseverler için inanılmaz bir hafta olarak geçti. Cumartesi günü eğlence saat 1'de başladı. Önce Kayserispor - Sivasspor maçı oynandı ki bu maç sonrasında ki maçlara oranla çok sönük geçti. Ama sanki futbolseverler için özel olarak hazırlanmıştı ve yavaş yavaş vites arttırıldı. Ankaraspor - Trabzonspor maçı da seyri zevk veren maçlardan birisiydi. Gökhan Ünal'ın attığı golü görünce "ahanda haftanın golü" dedik sonrasında olacak gollerden habersiz. Nonda, Alex, Tello arka arkaya salladı güzel golleri. Bize de 4 golde de dumur dumur televizyona bakmak kaldı. Galatasaray - Denizli maçına gelince bu seneki oyun sisteminde Lincoln'ün yeri düşünüldüğünde Galatasaray belki de oynayabileceği en iyi maçlardan birisini oynadı. Lincoln & Kewell'sız Galatasaray gerçekten eksik olduğu için maç için konuşulacak çok fazla şey olduğuna inanmıyorum.
Pazar günü futbol dışında birde sabah erken saatte Nadal - Federer Avustralya Açık Finali vardı ve bana göre sürpiz olmadan Nadal kazandı. Federerseverler üzülse de Nadal'ın inanılmaz yükselişini görmezden gelmeleri büyük ayıp olur. Yorgunluğuna ve dizindeki sakatlığına rağmen inanılmaz bir maç çıkardı. Umarım bu rekabet daha uzun süre devam eder. ve böyle izlemesi zevkli, şaşırması bol maçlar görmeye devam ederiz. Tenisseverlerin Sampras - Agassi'den beri bu tarz ikililere ihtiyacı var. Futbol'a geri döndüğümüzde ilk başta Inter ve Mourinho karşıladı bizi. Fener maçı başlayana kadar onlarla zaman geçirdik ve oradan Fenerbahçe maçına geçtik. Fenerbahçe bu sene kendi sahasında bile pozisyon fakiri olarak oynuyor. Dışardan bakan biri olarak taraftara hak veriyorum ve değişmeyen tek şeyin yani yönetimin artık değişmesi gerektiğine inanıyorum. Tabi tek kötü olan Fener değil, Gaziantepspor'da Kadıköy'e gelen bir takım için fazlasıyla iyi bir maç çıkardı. Tabata olsun Beto olsun gerçekten zevk vererek oynuyorlar ve ligde bulundukları yerden daha fazlasını hak ediyorlar. Maçın akabinde bi yarım saat kadar Liverpool - Chelsea maçına baktım. İzlediğim kadarıyla Liverpool rahat bir şekilde galibiyet aldı. Sonradan öğrendimki ben açmadan hemen önce Lampard atılmış ve Chelsea dağılmış. Beşiktaş - Antalya maçında Türk futbolunun formatı gereği bi eski oyuncu kazığı bekliyordum ama Şifo beni ikinci kez yanılttı. Beşiktaş bu tek farklı galibiyetlerle nereye kadar gider bilmiyorum. Tabi haftanın en güzel yönü 4 büyük takımın maçında da muazzam goller atılmasıydı. Tam Gökhan'ın golünde aha haftanın golü dedim ki Nonda'dan bana tokat gibi cevap geldi. Hala onun attığı golü düşünüyordum ki Alex inanılmaz bir gol daha attı. Ulan hangisi daha güzel diye düşünürken Tello sıradaki benim dercesine o sol ayağıyla muhteşem bir gol de attı. Sonuç olarak bu keyifli haftasonumuza muazzam bir nokta koydu.
--Turkcell Süper Lig Hiç Bitmesin--
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder