16 Haziran 2009 Salı

Servet..

İlk transferinde bas bas bağırmışlardı, "Servet değil, şampiyonluk istiyoruz" diye, nitekim haklılardı. Shevazede olmak kariyerini derinden etkilemişti. Ama o yılmadı Sivas'a gitti ve sıradan bir orta sıra takımı oyuncusu olmaktansa kendini geliştirmeyi ait olduğu yerlere gitmeyi seçti. Çalışmasının karşılığını ilk olarak Sivas'tan milli takıma seçilerek aldı ve daha sezon sonu gelmeden Galatasaray'a imza atacağı belli olmuştu. "Shevazede Servet" artık "Ayıboğan Servet" hatta benim gözümde "Drogba'yı, Ronaldo'yu yiyen Servet" oldu. Gitmesi elbet üzüntü verecek ancak, bu takımda en çok Avrupa'da oynamayı isteyen ve hakedende bizim futbol işçimiz Servet. Yanlız tek sıkıntım gittiği takım. Fransa Liginde oynamaktansa orta sıra bir premier lig takımına giderek daha iyi bir tercih yapabilirdi. Bir de eğer 7'ye satıyorsak bonservisinin %25i filan bizde olsun, bence iki sene sonra Servet Premier Lig'e sağlam bir transfer yaptığında bön bön bakma canımızı acıtır sanki. Yarım milyon doları 7 milyon euro yapan adamdan belki çok şey istiyoruz ama canımsın .

15 Haziran 2009 Pazartesi

Seviye Düşmesi



Aslında zerre umrumda olmayan bir durumdu Mehmet Topuz olayları. Ancak olaylar öyle bir noktaya geldi ki cidden komik durumlara düşmeye başladı. "Pennearabiata" yazısında Aziz Yıldırım'ın ilgisini eleştirmiş benim eleştirim ise Fenerbahçe taraftarlarına, bugün Kadıköy'de yürürken birkaç Fener formalı insan gördüm, Mehmet Topuz'un statta imza töreni varmış ve ona gidiyorlarmış. Bu kadar büyük futbolcu mu bu adam nedir yani, hani başkan inada bindi kendisine bir bakıma hakaret eden adama ayar vermek için uğraştı diyelim, peki taraftarda hiç mi mantık yok imza törenine gidiliyor? Ortega, Anelka ve en önemlisi Roberto Carlos görmüş takımın taraftarının bunu yapması düşen seviyenin boyutlarını açıkça gösteriyor.

9 Haziran 2009 Salı

Ve Kaka Resmen Gider


Haber bugün Real Madrid internet sitesinde yayınlandı ve Kaka resmen İspanya yolcusu oldu. Biz Topuz diye tartışırken adam tüm dünyanın gözü önünde ben Milan'da kalmak istiyorum diye bağrındı ama Galliani'ye yaranamadı ve sonuç olarak kesinleşti Real transferi. Kaka stil olarak en sevdiğim futbolculardan biridir. Umaraım Galacticos'a giden diğer yıldızlar gibi sönük bir yaşam geçirmez ve Zidane'ın izinden devam eder. Bu uğurda zaten en büyük desteğide Zidane'dan alacak olması Kaka açısından transferin belki de en güzel yanı.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Anlatılamayan Gurur


Yıllardır futbol konu oldu mu coşturur dururuz, söze hep Avrupa, Dünya 3. sü Milli Takımın oyuncuları diye konuşuruz Ama Emre ve Hakan'ın İnter deneyimlerini saymazsak Top Class diyebileceğimiz takımlarda oynayan bir oyuncumuz olmadı. Bu oyuncularında takımlarında yıldız olmadığını düşünürsek bireysel anlamda çektiğimiz sıkıntı daha da iyi anlaşılabilir.

Ancak Hedo sağolsun basketbolda durum çok daha farklı. Dünyanın bir numaralı basketbol organizasyonun final serisinde bir Türk ve onun takımı oynuyor ve daha da önemlisi o Türk bu takımın birinci derece yıldızı. Seride belki 2-0 geriye düşmüş olabilirler ama Hidayet'in oyunu milyonlarca Türk'ü gururlandırmış olmalı. Hatta oyunda yaptıklarının yanında maç öncesi basın toplantılarında Phil Jackson'a onun hakkında özel sorular sorulması, maç sırasında sürekli onun gösterilmesi bende tarif edilemez bir gurur yaşatıyor. Özellikle maç bittikten hemen sonra maçı yayınlayan kanalın Lakers'ın sevinç görüntüleri yerine Hidayet'in soyunma odasına gidişini görüntülemesi bile bu maçı kimin hakettiğini gösterdi. Büyük adamsın Hedo.

Bu arada bilindiği üzere Hedo bu sezon opsiyonunu kullanmadığı takdirde serbest oyuncu statüsünde olacak. Orlando'nun salary cap yüzünden Hedo'yu elde tutması çok zor ve Hedo yüksek ihtimal bu yaz transfer olacak. Ne mutlu sonunda saçma futbol transfer haberlerini okumaktan öte bir yıldızımızın kapılma çabalarını izleyeceğiz, hatta şimdiden sezonluk ücretiyle kaç tane Ferrari alınır yada kaç cumhuriyet altını alınır tarzı haberleri de beklemeye başladım.

6 Haziran 2009 Cumartesi

Frank Rijkaard


Galatasaray ve Haldun Üstünel'den inanılmaz bir transfer şovu daha... Herkes Juan de Ramos beklerken Rijkaard transferini duyurması, gündeme gelen o kadar isim arasında bence tartışmasız en iyisi. Barcelona'da kurduğu sistemle o zman İtalya ve Yunanistan etkisi yüzünden unutulmaya yüz tutmuş hücum futbolunu(biraz iddialı oldu sanırım) yeniden gündeme getiren büyük bir teknik adam bence. 5 sene Barcelona'nın başında kalabilmesi ve bunun üzerine bir yıllık aradan sonra getirebilmek çok büyük bir başarı. Barcelona'dan ayrılma sebebinin dengesiz futbolcular ( Ronaldinho, Eto'o ve Deco) olduğunu da belirtmek gerek. Ancak kendisi hakkında yegane son raddeye çıkmış bu ekonomik sıkıntıda istediği oyuncuları getirtebilecek mi ? Gayin-Sin haberine göre kendisi 5-10 milyon euro'luk bir transfer bütçesini kabul etmiş. Takımın acil bir stoper ve orta saha ihtiyacı düşünüldüğünde birilerini satmadan etkili transfer yapmamız çok zor gözüküyor. İçimden bir ses Mehmet Topal ve/veya Hakan Balta gidici diyor ama hadi hayırlısı, bakarsınız Sabri'yi Rusya'dan bir takıma göndeririz de bir taşla iki kuş vururuz. Haldun bu yapar yapar.

4 Haziran 2009 Perşembe

Entourage


Sanırım son zamanlarda seyrettiğim en iyi dizi. 5 sezonunu seyretmem bi haftamı aldı. Yeni sezon 12 temmuz'da başlayacakmış, 5. sezon finalinde Martin Scorsese filminde başrol teklifi almıştı. Umarım tayfa olarak güzel bir yıl geçirirler. Dizideki Johnny 'Drama' Chase ve Ari Gold karakterlerine bir ara ayrı bir başlık açmak ayrıca farz.

3 Haziran 2009 Çarşamba

Geçen Sezonun Dönüm Noktaları



Uzun uzun açıklamalar yerine madde madde yazmakla yetineceğim;


- TSL 14,15,16. Haftalarda oynadığımız güzel futbol. Skibbe yönetimiyle başarıya ulaşacağımız sinyali alındı, oynanan futbol fena halde umut verdi.

- Ne kadar doğrudur bilinmez ama devre arası takımın yaptığı tatil-kamp karışımı olay. Söylenenlere göre Antalya kampında hiçbir düzenli çalışma yapılmamış , ikinci devrenin berbat geçeceği daha o kamptan belli olmuş.

- Sivasspor Maçları. Takımın 3 maçta aldığı 2 mağlubiyet ve 1 beraberlik takım kimyasını bozdu, federasyonla aramız açıldı.

- Kocaelispor Maçı. Belki de bizim için sezonun bittiği maç oldu bu. Alınan farklı mağlubiyet ve Servet'in sakatlığı bir bakıma sezonu bitirdi.

- Teknik Direktör Değişikliği. Cidden çöküş dönemine giren Skibbe dönemi hakkında kökten temizlik yapıldı ve o berbat durumdaki Galatasaray'ın başına hayır diyemeyecek tek adam getirildi. Takım yönetimi olarak yaptıklarını doğru bulmasamda an itibarı ile getirelebilecek en iyi teknik adam getirildi.

- F. Meira'nın satılması. Şahsi düşüncem bu transferden sonra sezon kapatılmıştır ve bundan sonra ne olursa kısmet felsefesine geçiş yapılmıştır. İki stoperin sakat olduğu bir dönemde bir de bu oyuncunun satılması, cash 6 milyon Euro'ya evet ancak sezon sonu gelecek olan 15 milyon euro'ya eyvallah demektir.

- Uefa'dan elenme. Zor bir takım gelseydi ve elenilseydi, yada daha maçın başında geriye düşüp elenilseydik bu kadar koymazdı. Ama 2-0 dan gelen mağlubiyet milyonları bunalıma sürükledi.

- Lincoln Davası. Bülent Korkmaz'ın Lincoln'e yaptığı haraketler kanımca futbolcunun performansında önemli rol oynadı. Hamburg maçında oyundan alınması, üstüne Trabzon maçında oynatılmayıp Hamburg maçına sakladım tarzı yalanlar söylemesi Bülent Korkmaz'a hiç yakışmayan haraketler oldu. Aynı Bülent Korkmaz, Kewell'ı oynatmadığı dönem hakkında da onu 19 Mayıs GS - FB dostluk kupasına saklıyorum açıklamasında bulunmuştur. Kewell belki yedek kalmayı, dk:89'da girmeyi kendine yedirebilir ama her oyuncu Kewell the Jewell değil ne yazık ki.

-Fenerbahçe Beraberliği: Bu maçın üzerine zaten konuşabilecek birşey yok ancak bu maçtan sora futbolcularda kafalarında sezonu bitirdğinden dolayı bu maçlardan sonra gelen Ankara beraberliği ve Hacettepe mağlubiyeti pekte fazla bir şey ifade etmedi.



Sonuç: Heralde sezon başında birisi gelip Galatasaray sezonu 5. bitirecek deseydi kendisine g*tümle gülerdim ancak acı gerçek oldu ve Galatasaray üstüste yapılan yanlışlıklar sonucu sezonu 5. bitirerek İntertoto kupasına katılma hakkı elde etti. Lütfen kendimizi Europa Cup'a gidiyoruz diye avutmayalım, 15 Temmuz'da sezonu açmak demek intertoto kupasına katılmak demektir.
Sezon adına güzel olan şeyler ise, Milan Baros, Kewell, Emre Aşık ve Arda'nın muazzam performansları.

Hayat Yordu Be Birader..


İş okul filan derken iyice aksattık şu blog olayını, baktım etraftan arkadaşlar laf sokmalara da başladı o zman anladım ki devam etme zamanı gelmiş bile. Artık blogla ilgilenmeme nedeni yaratacak tüm sıkıntılardan da kurtuldum sonunda. Yazmadığım süre içinde çok şey oldu, 5. olmalar, Kaptan'ı kovmalar filan hepsine kendi çapımda değinmeye çalışacağım. Saygılar..